ATIK YAĞ NEDİR?
Dünyada ve ülkemizde özellikle nüfus ve sanayinin yoğun olduğu büyük yerleşim yerleri önemli çevre sorunları ile karşı karşıya kalmaktadır. Evsel katı atıklar dışında farklı yöntemlerle toplanması, taşınması, işlenmesi ve bertaraf edilmesi gereken evsel ya da sanayi kaynaklı atık yağlar, tehlikeli atıklar içerisinde yer almaktadır. Bu nedenle çevre ve insan sağlığı için önemli riskleri vardır. Ülkemizde tehlikeli atıklar konusunda ülke genelinde güvenilir bir atık envanterinin oluşturulamaması, üreticilerin bu konuda yeterince bilgilendirilmemesi, bertaraf tesislerinin sayısının az olması, çevresel risklerin bilincinde olunmaması, yasal olmayan şekilde atıkların gelişigüzel ortama dökülmesi gibi sorunlar nedeniyle atıkların kaynağında azaltılması, bunun mümkün olmadığı durumlarda ise atıkların bertarafı şarttır.
Basit bir çevre sorunu gibi görünen ve önemi anlaşılmadığı için yeterli önlem alınmayan sorunlardan biri de “atık yağ”dır. Evsel atık yağlar, bitkisel kaynaklı atık yağları oluşturmaktadır.
Ülkemizde her yıl yaklaşık 1,8 milyon tona yakın bitkisel yağ tüketilmektedir. Yağ üretimi süreci sonucu ve elde edilen yağın tüketimi sonucu yaklaşık 350 bin ton bitkisel atık yağ oluştuğu tahmin edilmektedir.
Tank Dibi Tortular
Tesislerde üretilmiş olan yağların, yağ depolarında dibe çöken ve yağ tortularına tank dibi tortu denilmektedir. Bitkisel atık yağ üretimi yapılan tesislerde rafinasyon işleminden sonra bitkisel yağlar depolama tankına alınır ve zamanla tank dibinde yağ ihtiva eden tortu birikir ve birikmiş olan bu tortular bitkisel atık yağ olarak kabul edilir. Bu yağlar lisanslı bitkisel atık yağ toplayıcıları tarafından toplanır, toplanılan atık yağlar çevre lisanslı geri kazanım tesislerinde işlenir. Bu tortuların içerisinden bitkisel yağ ayrılır ve ayrılan yağ, sabun üretiminde ham madde olarak kullanılır.
Yağlı toprak
Çesitli yerlede kullanılmıs olan bitkisel yağlar, kullanımdan sonraki rafinasyonu sonucu ortaya çıkan topraklar, yağlı toprak olarak ifade edilmektedir. Yemeklik yağ üretimi yapan tesislerde ham yağ 70–90 °C’ye kadar ısıtıldıktan sonra yaklaşık % 0,1 oranında % 75’lik fosforik asit çözeltisi katılıp 30 dakika süre ile karıştırılarak yapışkan maddelerin hidratasyonu ile oluşur. Daha sonra oluşturulmuş olan karışım miktarına % 0,25 oranında ağartma toprağı ilave edilir.Bundan dolayı yağlı toprak adı verilmektedir.
Bitkisel Atık Yağ Oluşumu
T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı 2872 sayılı Çevre Kanunu tarafından, bitkisel yağ oluşumuna neden olan her işletme, atık üreticisi olarak değerlendirilmektedir. Atık yağların tehlikesi Türkiye’de 10 yıl önce anlaşılmış ve 2872 sayılı Çevre Kanunu’na eklenen “Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ile “tehlikeli atık” kapsamına alınmıştır.
Bitkisel Atık Yağların Çevresel Etkileri ve Önlemler
Atık yağlar, kanalizasyona döküldüğü zaman su yüzeyini kaplar, su sistemine zarar verir, havadan suya oksijen transferini önler, zamanla suda bozunarak sudaki oksijenin tükenmesini hızlandırır ve atık su arıtma tesisinin işletme maliyetini artırır. Atık su kanal borularına yapışarak boru kesitinin daralmasına ve tıkanmasına neden olur. Tıkanan borular evlerde ve caddelerde kanalizasyon taşkınlarına, böcek ve koku problemlerine neden olarak çevre ve insan sağlığını tehdit eder.
Kullanılmış bitkisel yağlar, atık su kirliliğinin % 25’ini oluşturmaktadır. Denize, akarsuya ve göle ulaşan bitkisel atık yağlar kuşlara, balıklara ve diğer canlı türlerine zarar vermektedir. Ülkemizde kullanılmış bitkisel yağların kanalizasyona, yüzeysel sulara dökülmesi yasaktır.
Biyodizel
Var olan enerji kaynaklarının tükenmesi, kullanımlarının yol açtığı çevresel sorunlar ve enerji fiyatlarındaki artış ülkelerin alternatif enerji kaynaklarına yönelmesine neden olmaktadır. Alternatif enerji kaynaklarından bir tanesi de bitkisel ve hayvansal yağlardan üretilen biyodizeldir.
Biyodizel üretiminde transesterifikasyon sonucunda ürün olarak biyodizel, gliserin ve az miktarda sabun elde edilmektedir. Gliserin, biyodizel kimyasal reaksiyon faz farkından dolayı ayrışımı kolaylıkla yapılmaktadır. Biyodizel içerisinde çözünmüş sabun, katalizör ve gliserin artıkları, biyodizeli yıkamakla giderilmekte bu işlem sonucunda da saf biyodizel elde edilmektedir.
MADENİ ATIK YAĞLAR
Günlük hayatta kullanılan, kullanıldıktan sonra toprağa, havaya, denize, suya, kısacası çevreye karışan binlerce atık vardır.
Atık madeni yağ
Atık yağları oluşturan genel olarak kullanılan demirbaşlar mevcuttur. Bunlar, benzinli motorlar, dizel motorlar, diferansiyel ve şanzıman, gres ve diğer özel taşıt yağları ile hidrolik sistemler, transmisyon, açık- metal kesme ve işleme, metal çekme, tekstil, ısıl işlem, türbin ve kompresör ısı transfer, izolasyon, trafo, kalıp, buhar silindir, izolasyonlar. Koruyucu gıda ve diğer özel endüstriyel yağlar ve endüstriyel gresler bu sınıfa girmektedirler.
Rafinasyon
Atık yağların rafine edilerek petrol ürünlerine dönüştürülmesi işlemleridir. Ulusal veya uluslararası standartlara uyulmak zorunludur.
Rejenerasyon
Atık yağlardan oluşturulan ulusal veya uluslararası standartlar, koşulu ile kullanım yerine ve durumuna göre orijinal yağ elde edilmesidir.
Suya etkisi
Kanallara, su giderlerine, dökülen yağlar, çevre döngüsünde suyun üzerinde güneş ışığını engelleyen bir tabaka oluşturarak fotosentezi azaltır. Bu durum oksijen döngüsünü bozarak mikroorganizmaların üremesini ve büyümesini sağlayan oksijen geri beslemesini önler. Buna bağlı olarak su ortamındaki besin zincirinde yer alan balıkların, mikroorganizmaların ve diğer canlıların ihtiyacı olan oksijen tüketildiği için yaşamları olumsuz etkilenir.
Toprağa etkisi
Toprağa dökülen atık yağlar yeraltı sularına karışarak kirlenmelere neden olmaktadır. Kullanılmış yağ yüksek miktarda kurşun, arsenik, kadmiyum, krom gibi ağır metaller içerdiği için döküldükten sonra toprakta biriken ağır metalleri bitkiler, absorbe eder. Toprağa dökülen atık yağlar, bitkileri tahrip eder. Bitkiler, atık yağda kirlenmiş toprakta gelişemezler.
Havaya etkisi
Atık yağlar uygun olmayan şekillerde yakıldığında ağır metaller havaya karışarak kirlilik oluşturmaktadır ve oksijen dengesinin bozulmasına neden olmaktadır.
Madeni atık yağın etkileri ve tehlikeleri :
- Ekotoksik özelliğe sahiptir.
- Atık yağlar toprağa ve suya atılmamalıdır. Ortamı kirletir, ortamda yaşayan canlılara zarar verir.
- Atık yağlar, giderlere, kanalizasyona, çevresel sulara dökülmemeli ve evsel çöplerle atılmamalıdır.
Madeni kaynaklı atık yağların zararını nasıl en aza indirgeyebiliriz ?
- Atık yağ toprağa, suya, kanalizasyona ve çöpe dökülmemelidir.
- Herhangi bir kimyasal ya da benzeri maddeler ile karıştırılmamalıdır.
- Çevresel koruma için soba ve kazanlarda yakılmamalıdır.
- Biriktirilmeli ve lisanslı firmalara verilmelidir.
- Düzgün bir şekilde kapatılarak, bir kap içinde en yakın atık yağ toplama noktasına ücretsiz olarak teslim edilmelidir.
Prosafety Hijyen Ölçüm Analiz Laboratuvarımız “Çevre Ölçüm ve Analizleri Yeterlik Yönetmeliği gereğince yapılması uygun olan parametrelerin ölçümü ve analizi raporlaması konusunda TÜRKAK’ tan, (Türk akreditasyon kurumu) TS EN ISO/IEC 17025 standardına uygun olarak akredite olması, Çevre ve Şehircilik Bakanlığından “Laboratuvar Yeterlilik Belgesi” alarak, “Çevre Ölçüm ve Analizleri Yeterlik Yönetmeliği” nin Madde 19 kapsamında sertifikalandırığı firmalar ile, Atık Yağ Analizleri, Atık Yağ Numunesi Alma ve raporlanmasına vesile olmaktadır.
Kaynak: https://prosafety.com.tr/atik-yag/